SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÜZERİNE

Yaşlı dünyamız yorulduğunu, artan nüfusa yetemediğini çok açık bir dille belli ediyor artık.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÜZERİNE

İlk olarak Birleşmiş Milletler bünyesi altında çalışmakta olan Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu’nun 1987 yılı içerisinde yayınlamış olduğu “Ortak Geleceğimiz” isimli rapor aracılığı ile hayatımıza giren sürdürülebilirlik tanımı “İnsanlık; doğanın gelecek nesillerin gereksinimlerine yanıt verme yeteneğini tehlikeye atmadan, günlük ihtiyaçları temin ederek, kalkınmayı sürdürülebilir kılma yeteneğine sahiptir.” şeklinde yapılmış.

Tanımdaki ‘doğanın gelecek nesillerin gereksinimlerine yanıt verme yeteneğini tehlikeye atmadan’ ibaresi dikkatimi çekti. Son yıllarda daha çok karşımıza çıkan doğal afetler doğanın artık bizi daha fazla tolare edemediğinin göstergesi diye düşünüyorum. Bir tarafımız yangınlarla boğuşurken bir yanımızı sel götürüyor. Dünyanın bir kısmı obezitiyle mücadele ederken bir kısım açlıktan ölüyor.

Yaşlı dünyamız yorulduğunu, artan nüfusa yetemediğini çok açık bir dille belli ediyor artık.

İnsanlığın, dünyanın bize sunduğu 1 yıllık doğal kaynakları tükettiği gün küresel limit aşım günü olarak tanımlanıyor. Ve 2021 yılı için bu gün 29 temmuz olarak belirlenmiş. Yani dünyanın bize sunduğu kaynakları biz yedinci ay sonu bitirip cepten harcamaya başladık.

Hal böyle olunca sürdürülebilirlik tabiri daha sık anılmaya başlandı. Ben de sürdürülebilir bir yaşam ve beslenme için neler yapabiliriz birkaç maddede özetlemek istiyorum:

· Daha yaşanabilir bir dünya için sürdürülebilir sağlıklı beslenme, gıda israfını azaltmayı (, çevreye en az zarar verecek şekilde beslenmeyi ve beslenmeye bağlı bulaşıcı olmayan hastalık riskini en aza indirmeyi hedeflemektedir.

Bu nedenle sürdürülebilir diyetler ekosisteme ve biyoçeşitliliğe saygılı, ekonomik, erişilebilir, beslenme açısından yeterli ve güvenilir olmalıdır.

· Tek tip beslenmeden uzak, bitkisel çeşitliliği arttırdığımız, hayvansal gıdaları azalttığımız diyetler sürdürülebilir beslenmeyi destekler. (hayvansal kaynaklı ürünlerin üretiminde bitkisel ürünlere göre daha fazla kaynak kullanılmaktadır.)

· Tüketebileceğimizden fazla besin almamak.

· Elimizden geldiğince kendi besinlerimizi kendimiz üretmek. (Benim yetiştireceğim bir saksı maydanozdan ne olur demeyin. Emin olun sizin gibi düşünüp bir ey yapmayan çok kişi var.)

· Mevsime uygun besinleri tercih etmek.

· Geri dönüşümü mümkün ürünleri tercih etmek.

· Alışverişlerimizde plastik poşetler yerine tekrar tekrar kullanabileceğimiz çantalar veya pazar arabaları kullanmak.

· Toplu taşıma veya bisiklet kullanmak.

· Tasarruflu led ampulleri kullanmak.

· Su tasarrufu yapmak. (tasarruflu duş başlığı ve çeşme başlıkları kullanılabilir.) (diş fırçalarken, tıraş olurken suyu boşa akıtmamak.)

· Plastik su şişesi yerine geri dönüşümü olan ürünler kullanmak.

Küresel ölçekte üretilen besinlerin üçte birinin israf olduğu; dünyanın yarısının obezite diğer yarısının açlık ile boğuştuğu ; kendi hakkımızı misliyle kullanıp gelecek nesillerin haklarına göz diktiğimiz bu günlerde sadece beslenme değil bir çok alanda sürdürülebilirlik ilkesini benimsemek için

acele etmemiz gerektiğini dünya çok açık bir dille belli ediyor. Unutmayın ki bireysel olarak kendi başımıza yapabileceğimiz ufak değişiklikler bile küresel çapta büyük farklar yaratabilir. Geç olmadan elimizi taşın altına koymak için neyi bekliyoruz?

Abone Olun
Bildir
guest

2 Yorum
en yeniler
eskiler beğenilenler
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüleyin
Murat HACIOĞLU
Murat HACIOĞLU
1 yıl önce

Kardeşim,çok güzel dip notlar var makaleňde, ben bunun farkındayım günde iki öğün besleniyorum, yere çöp atmıyorum su ve enerji tasarrufuna dikkat ediyorum.
Umarım bu yazını okuyup kendine ders çıkaranlar olur

Nurten
Nurten
1 yıl önce

👏👏👏👍

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
2
0
Düşüncelerinizi paylaşın.x